Başbakan Rishi Sunak, bugün düzenlediği basın toplantısında ülkeye yasa dışı yollardan göçü engelleme bakımından tasarının “açık ve etkili bir caydırıcı” olarak işlev göreceğini söyledi ve Lordlar Kamarası’na da tasarıyı onaylama çağrısı yaptı.
Tasarının Lordlar Kamarası’nda çok sert şekilde eleştirilmesi bekleniyor. Lordların reddetmesi halinde, tasarı yeniden Avam Kamarası’nda görüşülecek.
SUNAK İLK KEZ PARTİ İÇİ MUHALEFETLE KARŞILAŞTI
Başbakan Sunak, görevi süresince ilk kez lideri olduğu Muhafazakar Parti’de büyük bir parti içi muhalefetle karşılaştı.
Onlarca milletvekili oylama öncesi, tasarısının yasalaşması halinde mahkemeler tarafından tekrar engellenme riski olduğu gerekçesiyle mevcut haline karşı çıkacaklarını söylemiş, tasarıda değişiklikler yapılmasını talep etmişti. Ancak Avam Kamarası’ndaki oylamada sadece 11 milletvekili tasarıya ret oyu verdi.
Sunak, bazı sığınmacıların sınır dışı edilerek Ruanda’ya gönderilmesinin, küçük teknelerle Manş Denizi’ni geçerek İngiltere’ye ulaşmaya çalışan göçmenler için caydırıcı olacağını savunuyor.
Ana muhalefetteki İşçi Partisi ise “maliyetli bir aldatmaca” olarak nitelendirdiği bu plana karşı çıkıyor.
“YASA DIŞI GÖÇMENLER ÜLKEMİZDE KALAMAZ”
Rishi Sunak, ülkesinin “açık ve etkili bir caydırıcıya” ihtiyacı olduğunu söyledi, “Yasa dışı yollarla gelen göçmenler ülkemize kalamaz” dedi.
Sunak, Lordlar Kamarası’nın “ülke sınırlarının kontrolünü geri almak” ve “insan kaçakçılarını yenmek” için tasarıyı onaylaması gerektiğini söyledi.
“Ruanda’ya uçuşları başlatma zamanının geldiğini” belirten Sunak, seçimlerden önce bunu yapabileceklerini söyledi.
Sunak’a basın toplantısında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararının göz ardı edilmesinin uluslararası hukuku ihlal edeceği yönündeki hukuki tavsiye soruldu.
Sunak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin İngiltere’nin caydırıcılık sağlayacak bu yasasını hayata geçirmesini engellemesine izin vermeyeceğini kaydetti.
MAHKEME NEDEN ENGELLEMİŞTİ?
İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Ruanda planının ilk aşamasında sığınma başvurusu yapanların Ruanda’ya gönderilmesini ve başvurularının bu ülkede değerlendirilmesini planlıyordu.
Bu yöndeki girişimleri, sığınmacıların bulunduğu bir uçak Ruanda’ya doğru havalanmak üzereyken, AİHM’in “Buna karşı açılan davalar sonlanana kadar kimse gönderilmemeli” kararıyla boşa düşmüştü.
Ardından İngiltere Yüksek Mahkemesi Kasım’da oy birliğiyle Ruanda planının hukuka aykırı olduğuna hükmetmişti.
Mahkeme, Ruanda’ya gönderilecek sığınmacıların kendi ülkelerine geri gönderilme riski altında olacağını söylemişti. Bu da İngiltere’nin taraf olduğu, işkence ve insanlık dışı muameleyi yasaklayan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlali anlamına geliyordu.
Kararda ayrıca Ruanda’nın kötü insan hakları sicili ve geçmişte mültecilere yönelik muamelesine ilişkin endişelere de yer verildi.
Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), mahkemeye verdiği bilgide Ruanda’nın 2020-2022 yılları arasında Afganistan, Yemen ve Suriye’den gelen kişilerin sığınma taleplerinin tamamını geri çevirdiğini söyledi.
Ruanda hükümeti ise mahkeme kararını reddetti ve “İnsani sorumluluklarımızı ciddiye alıyoruz ve bunları yerine getirmeye devam edeceğiz” dedi.
Ruanda ile yapılan yeni anlaşma neleri içeriyor?
İngiltere 5 Aralık’ta Ruanda ile yeni bir göç anlaşması imzaladı.
İçişleri Bakanı James Cleverley, bu anlaşmanın sığınma talebinde bulunmak üzere Ruanda’ya gönderilen herhangi bir kişinin geri gönderilme riski altında olmayacağını garanti altına aldığını söyledi.
Anlaşmanın hükümleri şöyle:
Ruanda’nın yükümlülüklerine uymasını sağlamak için yeni bir bağımsız izleme komitesinin oluşturulması
İngiltere’nin, İngiliz ve İngiliz Milletler Topluluğu yargıçlarının yeni bir temyiz sürecine başkanlık etmeleri için ödeme yapması
İngiltere’nin ayrıca Ruanda’ya yerleştirilen kişilerin konaklama ve yaşam masraflarını 5 yıla kadar süreyle ödemesi