Birgün Gazetesi yazarı Ozan Gündoğdu, “Yürüyen ölülerin yükselişi: Zombi şirketler” başlıklı köşe yazısında Uluslararası Para Fonu’nun zombi şirketlere ilişkin raporunu değerlendirdi. 43 ülkenin yer aldığı raporda Türkiye’nin birinci sırada olduğunu kaydeden Gündoğdu, faaliyet geliri borcunun faizinin dahi altında kalan şirketlere hiçbir banka kredi vermediğini ancak ülkemizde tanıdıklar aracılığıyla kredi alındığını belirterek şunları yazdı;
“İşte henüz iflas etmemiş ama iflas edeceği de bu denli ortada olan şirketlere “Zombi Şirketler” denir. Teknik bir tanımla zombi şirketler, faaliyetlerinden elde ettiği geliri, borcu faizinden daha düşük olan işletmelerdir. Artık işletme o haldedir ki, faaliyetlerine devam edebilmek için dahi borçlanmakta, borcunun faizi öylesine büyümekte ki, geliri faizinden düşük kalmakta.
Sağlıklı işleyen bir piyasada “Zombi Şirketler” neden olmaz? Çünkü zombi haline gelmiş, yürüyen bir ölüye benzeyen bu şirketlere bankacılık kesimi kredi açmaz, bu şirketler de olması gerektiği gibi sistemden dışarı atılır ve iflas eder.
Ancak Türkiye’de tablo daha farklı. Bir şirket zombileşiyor fakat “Ankara’daki aracılar” sayesinde zombi şirketler bir biçimde kredi bulabiliyor ve yürüyen bir ölü olarak finansal sistem üzerindeki stresi artırarak yaşamaya devam ediyor.
ZOMBİLEŞMEDE DÜNYA LİDERİ TÜRKİYE
Özellikle pandemi döneminde tüm dünyada bankacılık kesimi kredi musluklarını açtı. Bu süreçte zombi şirketler de açılan musluklardan istifade ederek hayatta kalmaya devam etti. Fakat pandemi bittikten sonra bu şirketlere daha yakından mercek tutulmaya başlandı. Böylece 16 Haziran 2023’te, Uluslararası Para Fonu, zombi şirketlere ilişkin bir rapor yayımladı. Raporun başlığı da oldukça dikkat çekici; “The Rise On The Walking Dead: Zombie Firms Around the World”. Türkçe çevirisiyle; “Yürüyen Ölülerin Yükselişi: Dünyadaki Zombi Şirketler.”
Rapor boyunca, zombi şirketlerin ne olduğu, bir ekonomiye nasıl zarar verdikleri, finansal sistem üzerindeki riski nasıl artırdıkları detaylarıyla anlatılıyor ve geliniyor dünyadaki görünüme. IMF raporuna göre zombi şirketlerin toplam şirket ekosistemi içinde en yüksek paya sahip olduğu ülke Türkiye. 43 ülkenin verilerinin incelendiği rapora göre Türkiye’nin zombi şirket payı yüzde 13. Onu Endonezya ve Romanya takip ediyor.
ZOMBİLERDEN BİZE NE?
Zombileşmenin en hızlı görüldüğü ülkenin Türkiye olması tesadüf değil. Zira normal şartlar altında, faaliyet geliri borcunun faizinin dahi altında kalan şirketlere hiçbir banka kredi vermez. Ama Türkiye’de yeteri kadar tanıdığınız varsa veya iktidar sahiplerinin gösterdiği vakıflara yeteri kadar bağış yaparsanız, zombi şirketinizi yüzdürmek için kamu bankaları hizmetinizdedir. Fakat artık bu tezgâh çalışmıyor zira faizler oldukça yüksek.
ÇEKLER KARŞILIKSIZ
Merkez Bankası’nın verilerine göre ticari kredilerin ortalama yıllık faiz oranı yüzde 62 seviyesinde. Buna karşılık yine Merkez Bankası’nın temmuz ayı beklenti anketine göre gelecek 12 ayda enflasyon yüzde 30 olacak. Eğer bu beklenti gerçekleşirse, bugün borç alan yarın ödemekte zorlanacak. Zira işletmenin borcu önümüzdeki 1 yılda yüzde 62 artarken cirosu yaklaşık yüzde 30 artacak. Böylece faiz yükü, yani faiz giderlerinin gelire oranı büyüyecek.
Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi verilerine göre 2023’ün ilk 6 ayında, 62 bin 554 çek karşılıksız çıkarken, bu yılın aynı döneminde bu sayı yüzde 78 artışla 111 bin 816’ya yükseldi. Mikro işletmelerin can simidi olan vadeli çekler, bu dönemde esnafın korkulu rüyası. Ticaret hayatında herkesin tedirginliği “çekinin yazılması”.
Nakit sıkışıklığı, yazılan çeklerin tutarlarının da büyümesine neden oluyor. Geçen yılın ilk 6 ayında karşılıksız çeklerin toplam tutarı 19,2 milyar lirayken, bu tutar bu yılın aynı döneminde yüzde 253 artışla 67,9 milyar liraya yükseliyor.
Çeklere ilişkin veriler, piyasada borçların ödenmekte zorlandığının en net delili. Haliyle alacağını toplayamayan işletmeler borçlarını da ödeyemiyor ve 2019’da gördüğümüz konkordato dalgasının ayak seslerini yeniden işitiyoruz.
ÇANLAR ZOMBİLER İÇİN ÇALIYOR
Öyle ya da böyle bu şirketlerde yüz binlerce belki de milyonu aşkın insan çalışıyor. Sayıya ilişkin sadece fikir sahibi olabiliriz, elimizde veri yok. Bu şirketlerin olası bir borç krizinde cenazelerinin kaldırılması an meselesi. Bu da önümüzdeki dönemi “stagflasyonist” hale getiriyor. Yani işsizliğin ve enflasyonun eş anlı görüldüğü, durgunluk içindeki enflasyon…”