İki nükleer güç karşı karşıya! Hangi ülkenin askeri açıdan daha üstün? Hindistan mı Pakistan mı?

Hindistan ve Pakistan Arasındaki Askeri Güç Dengesi

Güney Asya’da uzun süredir çatışma halinde olan iki komşu ülke Hindistan ve Pakistan, 1947’deki bölünmeden bu yana üç savaş yaşadı. Nükleer caydırıcılık ve bölgesel üstünlük hedefleyen iki ülke, askeri kapasitelerini sürekli olarak modernize etme ve genişletme çabası içinde olmuştur. Hindistan’ın, 78 yıldır çözüme kavuşturulamayan Keşmir sorununda Pakistan’a ait Azad Keşmir’e düzenlediği saldırı sonrasında, iki ülke yeniden savaşın eşiğine gelmiştir.

Pahalgam’da gerçekleşen terör saldırısı, Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilimi doruğa çıkarmıştır. Tüm dünya, iki ülke arasındaki askeri güç dengesini merak etmektedir. Hangi ülkenin askeri açıdan üstün olduğu konusu, büyük bir önem taşımaktadır.

Hindistan ve Pakistan Arasındaki Askeri Güç Karşılaştırması

Toplam nüfusu 1,4 milyar kişi olan Hindistan’ın, Nisan ayı itibariyle savunma bütçesine harcadığı miktar 81.1 milyar dolar olurken, 252 milyon nüfuslu Pakistan’da bu rakam 10 milyar dolar olarak belirlenmiştir. Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) raporuna göre, Hindistan’ın nükleer başlıklı füze sayısı 180 iken, Pakistan’da bu sayı 170 olarak kaydedilmiştir.

Hindistan’ın yedek asker sayısı 1 milyon 200 bin kişi olup toplamda 1 milyon 475 bin 750 kişilik aktif personelle hizmet vermektedir. Pakistan ise 550 bini yedek asker olmak üzere toplamda 660 bin kişilik aktif askeri personel kapasitesine sahiptir.

Hindistan Hava Kuvvetleri, Su-30MKI, Rafale, Mirage 2000, Tejas, AWACS ve hava yakıt ikmal uçakları gibi 1.437 uçağı envanterinde bulundurmaktadır. Ayrıca 995 helikopter de Hindistan Hava Kuvvetleri’ne hizmet vermektedir.

Pakistan Hava Kuvvetleri envanterinde ise JF-17 Thunder, F-16, Mirage III/V savaş uçakları yer almaktadır. Toplamda 812 uçağı bulunan Pakistan Hava Kuvvetleri, Bayraktar TB2, Wing Loong II gibi SİHA’lar ve yükseltilmiş hava savunma sistemleri ile dikkat çekmektedir. Ayrıca, Pakistan Hava Kuvvetleri’nde 322 helikopter de bulunmaktadır.

Hindistan ordusunda 4 bin 201 ana muharebe tankı, 11 bin 225 top, obüs ve roketatar atabilen araçlar ile 7 bin 74 zırhlı araç görev yapmaktadır. Pakistan Kara Kuvvetleri ise 2 bin 627 ana muharebe tankı, 4 bin 619 top, obüs ve roketatar atabilen araçlar ile 6 bin 137 zırhlı araca sahiptir.

Hindistan Deniz Kuvvetleri’nde 2 uçak gemisi, 18 denizaltı, 13 destroyer, 14 fırkateyn ve 18 korvet bulunurken; Pakistan Deniz Kuvvetleri’nde 8 denizaltı, 9 fırkateyn, 9 korvet ve 3 adet mayın gemisi yer almaktadır.

Hindistan’ın Nükleer Geçmişi

Hindistan’ın nükleer programı, 1948 yılında Atom Enerjisi Komisyonu’nun kurulmasıyla başlamıştır. İlk nükleer reaktör olan Apsara, 1956 yılında faaliyete geçirilmiştir. Ülke, 1974’te “Smiling Buddha” adıyla ilk nükleer testini gerçekleştirmiştir. Bu test, barışçıl bir nükleer patlama olarak tanımlansa da aslında askeri amaçlarla yapıldığı bilinmektedir.

Hindistan, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması’nı imzalamayı reddetmiştir. 1998 yılında Pokhran-II testleri kapsamında 5 yeraltı nükleer denemesi gerçekleştiren Hindistan, resmen nükleer silah devleti statüsünü almıştır.

Pakistan’ın Nükleer Geçmişi

1971’deki Hindistan savaşından sonra nükleer silah geliştirme kararı alan Pakistan, Dr. Abdül Kadir Han liderliğinde nükleer programını hızlandırmıştır. Ülke, Hollanda’dan uranyum zenginleştirme teknolojisi transferi yaparak programa destek sağlamıştır. 1980’lerde ABD’nin Sovyetler Birliği ile mücadelesinde Pakistan’a müttefik olarak bakması nedeniyle nükleer programı göz ardı edilmiştir.

1998 yılında Hindistan’ın Pokhran-II testlerine karşılık olarak, Pakistan 6 nükleer test yapmış ve nükleer güç statüsünü ilan etmiştir. Hindistan’ın “ilk kullanmama” politikasına karşılık, Pakistan “ilk kullanım” doktrinini benimsemiştir.

Kargil Savaşı, Parlaklık Operasyonu ve Pulwama Krizi gibi olaylar, iki ülke arasındaki nükleer gerilimi artırmıştır. Hindistan’ın ABD ile imzaladığı nükleer işbirliği anlaşması ve Pakistan’ın nükleer teknoloji kaçakçılığı skandalı da uluslararası arenada önemli konular olmuştur.

Related Posts

AKP’nin kamp yaptığı otel Aziz İhsan Aktaş’ın ortağının çıktı!

AKP’nin Kızılcahamam kampına ev sahipliği yapan Eliz Otel’in, CHP’li belediyelere yönelik operasyonlarda adı geçen Aziz İhsan Aktaş’ın ortağı Gürkan Dölekli’ye ait olduğu öğrenildi.

LGS’de rekor kırıldı, tepkiler peş peşe geldi! CHP soru önergesi verdi…

‘Tarihin en zor sınavı’ olarak nitelenen LGS’de rekor sayıda birinci çıkarken tepkiler de peş peşe geldi. Kitapçıkların Whatsapp gruplarında paylaşıldığı iddialarına ilişkin soru önergesi veren Suat Özçağdaş, birincilerin il, ilçe ve okul bazında dağılımlarının ne olduğunu sordu. Eski bir öğretmen olan CHP’li Muharrem İnce de “Pis kokular geliyor” diyerek tepkisini dile getirdi.

BM’den Suriye raporu: El Kaide ile HTŞ arasında “aktif bir bağ” yok; bazı üst düzey isimler daha aşırı görüşlere sahip

BM’den Suriye raporu: El Kaide ile HTŞ arasında “aktif bir bağ” yok; bazı üst düzey isimler daha aşırı görüşlere sahip

Gözaltına alınıp serbest bırakılmıştı: İBB soruşturmasında etkin pişmanlıkla tahliye olan Adem Soytekin’in eski avukatından önemli açıklama

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın da tutuklandığı operasyonlar kapsamında gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakılan İBB soruşturması avukatlarından Onur Büyükhatipoğlu, dün etkin pişmanlık ifadesinin ardından tahliye edilen eski müvekkili Adem Soytekin ile ilgili açıklamalarda bulundu. Müvekkilinin kendisiyle ilgili iddiaları üzerine gözaltına alınan Büyükhatipoğlu, Soytekin’in istifa etmesine izin vermediğini söyledi.

İstanbul’da Afrika sıcaklarında rekor su tüketimi! İSKİ oranları açıkladı

İstanbul son dönemlerin en sıcak Haziran ve Temmuz ayını geçiriyor. Geçtiğimiz 9 Temmuz günü termometreler 45 dereceyi gördü. Rekor sıcaklıkların olduğu günde su tüketimi de rekor seviyede oldu.

İznik’te kuraklık alarmı: Çakırca Deresi kurudu göl çekilmeye başladı

Uzun süredir yağış almayan ve İznik Gölü’nü besleyen en önemli su kaynaklarından biri olan Çakırca (Karasu) Deresi’ndeki kuraklık, hem dereyi hem de gölü tehdit eder hale geldi. Mahalle sakinlerinden Fikret Sağır; derenin kurumasıyla birlikte …