Ekonomi gazetesi yazarı Alaattin Aktaş enflasyona ilişkin değerlendirme yaptığı yeni yazısında 2024 yazına ilişkin beklentilerini dile getirdi.
Aktaş şunları kaydetti:
Cumhurbaşkanı Erdoğan da kısa bir süre önce yıllık enflasyonun baz etkisiyle haziran ayına kadar yüksek kalacağını, sonrasında ise hızla gerileyeceğini söyledi. Bu cümleyi tersinden okursak anlam açık:
“Enflasyon hazirandan sonra baz etkisiyle düşecek.”
Erdoğan aynı konuşmasında enflasyonun düşüşüne katkı verecek bir uygulama olarak para politikasına değinirken “Bir de para politikası gecikmeli çalışıyor” dedi.
Yani şu dönem uygulanan para politikası enflasyonu düşürücü yönde etki yapacak ama bu etki biraz gecikmeli olarak ortaya çıkacak. İyi de biz Eylül 2021’den itibaren şimdikinin tam tersi bir para politikası uygulamaya başlamış ve onun da enflasyonu düşürmesini beklememiş miydik?
Taban tabana zıt iki para politikası aynı sonucu doğurup enflasyonu düşüremeyeceğine göre ve geçerli görüş halen uygulanan olduğuna göre demek ki geçmişte yanlış yapılmış.
2021’deki tercih “biraz maliyetli” oldu ama olsun; en azından denedik!
Enflasyonla mücadelede durumumuz şafak sayan asker gibi oldu…
Biz ay sayıyoruz… 2024’ün yaz ayları gelsin, dört gözle beklediğimiz baz etkisi devreye girsin ve yıllık enflasyon düşsün.
“ŞİMDİKİ ZAMMIN ÜZERİNDE DURMANIN ANLAMLI OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM”
Aktaş, HalkTV’de de katıldığı canlı yayında güncel ekonomi gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Aktaş, konuşmasında asgari ücret görüşmelerine ilişkin “‘Bir kere zam vermek beni rahatsız etti, ikinci yarıda tekrar zam veririz’ açıklamasını duymak benim için şaşırtıcı olmaz. Şimdiki zammın üzerinde durmanın anlamlı olduğunu düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.
“(Asgari ücretliler) Cumhurbaşkanı’nın ne söyleceğini beklesin. Asgari ücret görüşmeleri yapılacak, görüşülecek gibi bir şey düşünülüyor. Sonuçta en son hükümetin söylediği olur. Temsilcilerin pek bir şansı yok. Türk-İş’in yaptığı şey fuzili yer işgal etmek. Komisyon’da ‘sözüm ona pazarlık’ yapılacak. Sonra Cumhurbaşkanı diyecek ki ‘benim gönlüm bu asgari ücrete pek razı olmadı’ ve zam gelecek. Böyle bir oyun oynanacak. Asgari ücret bir kez belirlenecek mi emin değilim. Her ne kadar yılın ikinci yarısında seçim geride kalacak olsa da, bu Cumhurbaşkanı’nın kafasından ne geçeceğine bağlı.
“ÜZERİNDE DURMANIN ANLAMLI OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM”
Deniliyor ki bu yıl biz enflasyonu 65’te kapatacağız. Mayıs sonunda tavan olacak. Merkez Bankası’nın öngörüsü, enflasyon yüzde 74’lük bir orana erişecek. Mayıs ayında bunun olması için ilk 5 ayda artışın yüzde 32 olması gerekiyor. Hükümet diyor ki biz 5 ayda bunu tahmin ediyoruz. Şimdi siz yüzde 40 zam verdiniz. 5 ayda da yüzde 32 enflasyon oldu. Nasıl olacak peki yılın sonunda 36’lara indireceğiz diyorlar? Ama onun çok da gerçekleşebilir bir tarafının olmadığını da görüyoruz.
‘Bir kere zam vermek beni rahatsız etti, ikinci yarıda tekrar zam veririz’ açıklamasını duymak benim için şaşırtıcı olmaz. Şimdiki zammın üzerinde durmanın anlamlı olduğunu düşünmüyorum. Yüzde 40 veya 50 civarında bir zam yapılacak. Daha düşük ya da daha yüksek bir oran beklemiyorum.
“BU ZAM DEĞİL, 6 AYLIK OLUŞAN KAYBIN TELAFİ EDİLMESİ”
Aslında yaz enflasyonu olması gerekenden çok düşük açıklandı. Hesabının farklı yapılmasından kaynaklanan bir sorun var. Çalışan ve emekliler enflasyon farkını doğru derecede alamıyor. Aslında bu bir zam değil, 6 aylık oluşan kaybın telafi edilmesi. Aradaki o fark da kayıp oluyor.
Mehmet Şimşek’in açıklamasını da çok önemsemiyorum açıkcası. Bu tür kararları Şimşek mi veriyor? Hayır Cumhurbaşkanı veriyor. Kararı veren en nihayetinde kendisi olmayacak. Önümüzdeki dönemdeki zam kararını, anketlerin vereceği sonuçlara göre verecek kişi de Cumhurbaşkanı olacaktır.
“‘ENFLASYONA EZDİRMEYECEĞİZ’ SÖZÜ BOŞA ÇIKMIŞ OLUR”
Şimdi emeklilerde bu yılın ikinci yarısında oluşan enflasyon farkı verilecek. Zam enflasyon farkından düşülecek ve devlet memurları için söylüyorum bunu yüzde 15’lik bir zam öngörülmüştü o uygulanacak. Şimdi Merkez Bankası’nın tahmini bile enflasyon tahmini 36 iken toplamda yüzde 26.5’luk bir zam öngörüsüyle ortaya çıkmak enflasyonun altında zam vermek demek. Bu böyle olursa ‘enflasyona ezdirmeyeceğiz’ sözü boşa çıkmış olur.
“BU BÜYÜME SOKAKTAKİ VATANDAŞA YARAYAN BIR BÜYÜME DEĞİL”
Büyüme konusunda ilk bakışta hiç de fena değil. Son bir yıllık döneme getirildiği zaman yüzde 4.3’lük büyüme öngörülüyordu. Buna erişilebilecek gibi duruyor. Ancak büyüme gelir dağılımında bir eşitlik yaratamadıktan sonra bir önemi yok. Bu büyüme şu an size, bana, sokaktaki vatandaşa yarayan bir büyüme değil.”