Saç boyalarındaki bu risklere dikkat!

Saç boyama günümüzde en popüler rutin uygulamalardan biri. Ancak uzmanlara göre saç boyaları, sağlığı tehdit edebilecek gizli tehlikeler içerebiliyor. Peki saç boyalarındaki hangi kimyasallar sağlık sorunlarına yol açabiliyor? Kansere neden olabilir mi? Özellikle evde saç boyayanlar nelere dikkat etmeli?

Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Burhan Engin, bu konuda bilinmesi gereken noktaları şöyle açıkladı:

SAĞLIĞA ETKİLERİ

Saç boyalarının içeriğinde birçok kimyasal madde bulunur. Bunların bazıları ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir:

p-Fenilendiamin (PPD): Alerjik reaksiyonlara ve deride tahrişe neden olabilen bu madde, uzun süreli maruziyette kanserojen etki gösterebilir. Avrupa’da saç boyalarında kullanımı yasaklanmıştır.

Amonyak: Saç kütiküllerini açarak boyanın saça işlemesini sağlar, fakat deride tahrişe, solunum problemlerine ve gözlerde yanmaya sebep olabilir.

Resorsinol: Hormonal dengeyi bozabileceği düşünülen bu madde, deri tahrişine yol açabilir.

Kurşun asetat: Sinir sistemi üzerinde toksik etkileri olduğu bilinen bu madde, özellikle koyu renkli boyalarda bulunur.

Hidrojen peroksit: Saç tellerinin zayıflamasına neden olup saçları kırılgan hale getirir, ayrıca deride tahrişe yol açabilir.

Anafilaksi riski var mı?

Bazı kişilerde saç boyalarına karşı ciddi alerjik reaksiyonlar gelişebilir. Anafilaksi, nadir de olsa görülebilen, hayatı tehdit eden ciddi bir reaksiyondur. Özellikle daha önce herhangi bir kozmetik ürüne karşı şiddetli alerjik reaksiyon gösteren kişilerin saç boyası kullanmadan önce mutlaka bir dermatoloğa danışmaları önerilir.

Kına güvenli mi?

Doğal bir alternatif olarak görülen kına, genellikle zararsız kabul edilir. Ancak piyasada bulunan “siyah kına” ürünleri PPD içerebilir ve ciddi alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Bu nedenle sadece saf kına tercih edilebilir.

Organik olanlar ne kadar güvenli?

Kimyasal içerikli boyaların risklerinden kaçınmak isteyenler için daha güvenli alternatifler mevcuttur:

– Amonyaksız ve PPD içermeyen bitkisel boyalar

– Doğal kına (saf haliyle kullanıldığında)

– Bitkisel bazlı saç renk açıcılar ve tonlayıcılar

Organik saç boyaları genellikle daha az kimyasal içerdiğinden daha güvenli kabul edilir. Ancak tüm “organik” ibareli ürünler gerçekten doğal olmayabilir. Bu nedenle sertifikalı ve içerik listesi açıkça belirtilmiş ürünleri tercih etmek önemlidir.

Bazı organik boyalar da alerjik reaksiyonlara yol açabilir, bu yüzden her zaman yama testi yapılması önerilir. Sonuç olarak, saç boyalarıyla ilgili sağlık risklerini göz ardı etmemek, doğru ürünleri tercih etmek ve gerekli önlemleri almak, bu ürünlerin zararlı etkilerinden korunmanın en etkili yollarıdır.

Kansere yol açar mı?

Saç boyalarının uzun vadeli etkileri üzerine yapılan araştırmalar halen devam etmektedir. Bazı çalışmalarda özellikle koyu renkli boyaların içeriğinde bulunan PPD ve diğer kimyasalların kanser riskini artırabileceği belirtilmiştir. Meslekî olarak saç boyasına sık maruz kalan kuaförlerde mesane kanseri riskinin arttığı gözlenmiştir. Bununla birlikte, FDA ve Avrupa Birliği bazı kimyasallara yönelik sınırlamalar getirmiştir, ancak risk tamamen ortadan kalkmış değildir.

Evde saç boyayanlar nelere dikkat etmeli?

Saçlarını evde boyayan kişilerin şu noktalara dikkat etmesi sağlık açısından kritik öneme sahiptir:
Etiket okuyun: Saç boyası alırken mutlaka içerik listesini ayrıntılı okuyun. PPD, amonyak, rezorsinol gibi sık reaksiyon yapabilen maddeler içerip içermediğini kontrol edin.

Alerji testi yapın: Boyayı kullanmadan önce yama testi yaparak yani küçük bir bölgeye sürerek 48 saat deri reaksiyonlarını gözlemleyin.

Eldiven kullanın: Derinizle doğrudan teması önlemek için mutlaka eldiven takın.

İyi havalandırılan ortamda uygulayın: Amonyak ve diğer kimyasalların solunum yoluyla zarar vermemesi için havadar bir ortamda boyama işlemi yapın.

Süreye dikkat edin: Saç boyasını önerilen süreden fazla bekletmeyin.

Saç derisine temas ettirmeyin: Boyanın doğrudan saç derisine temas etmesi, deri tahrişi ve alerjik reaksiyon riskini artırır. Saç derisine temas etmeyen boyalar, deri tahrişini ve kimyasal emilimi azaltabilir, ancak solunum yoluyla kimyasal maruziyet devam eder. Ayrıca, bazı kimyasallar saç tellerinden emilip vücuda girebilir. Bu nedenle daha güvenli olsa da risk tamamen ortadan kalkmaz.

Related Posts

Milli sağlıkta dev adım: Yerli kalp-akciğer makinesi tanıtıldı

TÜSEB ve ASELSAN iş birliğiyle geliştirilen, açık kalp ameliyatlarında kullanılacak yerli kalp-akciğer makinesi tanıtıldı. Türkiye, bu kritik teknolojide de dışa bağımlılığı sona erdiriyor.

Kefir Alzheimer’a karşı koruyucu olabilir mi? Uzmandan önemli uyarı!

Diyetisyen Beyza Tağraf, kefirin bağırsak iltihaplarını baskılayarak nöroinflamasyonu azaltabileceğini ancak Alzheimer’dan korunmak için tek başına yeterli olmadığını vurguladı.

Ankara’da sağlıkta yeni dönem: Bazı asgari ücretli ve emekliler yararlanıyor

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden yeni destek paketini devreye aldı. ABB, sosyal destek alan asgari ücretlilerin ve emeklilerin sağlık katılım paylarını ödüyor.

Güzellik algısı değişti! Estetik yaptırırken bu hatalara düşmeyin

Instagram ve TikTok gibi sosyal medya platformları, günümüzde güzellik anlayışını köklü bir şekilde değiştirdi. Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Dr. Nihal Üstün, toplumumuzda estetik yaptırmak isteyenlerin en sık düştüğü 5 hatayı anlattı.

Uzmanlardan kritik uyarı: Sahte bebek mamaları tehlike saçıyor

Sahte bebek mamalarının ailelerde büyük paniğe yol açtığını söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yakup Çağ, güvenilir ürün seçimi konusunda tavsiyelerde bulundu. Doç. Dr. Çağ, “Sahte mamalar çocuklarda büyüme geriliğinden enfeksiyon hastalıklarına, ağır metal zehirlenmelerinden öğrenme güçlüğüne kadar pek çok ciddi sağlık sorununa yol açabiliyor. Bu nedenle mamaları mutlaka eczaneler ya da güvenilir marketlerden satın alın. Kutuda yırtık, şekil bozukluğu ya da yazılarda siliklik varsa dikkatli olun” dedi.

Dişlerinizi fırçalarken gördüğünüz kırmızılık, haftalarınızı mahvedebilir

Dişlerinizi fırçalarken fırça kıllarında ya da lavaboda beliren hafif bir kırmızılık, çoğu zaman önemsenmeden geçiliyor. Ancak uzmanlar, bu küçük belirtinin ağız sağlığı açısından ciddi bir tehlikenin habercisi olabileceği konusunda uyarıyor.